Gazze'de gıda sıkıntısı ve açlık her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Refah Sınır Kapısı'nın siyonistlerce işgal edilmesi ve kapatılması nedeniyle Gazze'ye yardım tırları giriş yapamıyor. Siyonist işgalciler, Gazze'ye giden yardım konvoylarına saldırıyor.

Mil Diyanet-Sen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer Çapan, Refah Sınır Kapısına yapılan saldırılar ile ilgili İLKHA'ya konuştu.

Çapan, mazlum gözüyle görülen insanlar aslında en büyük zalim olduklarını ve bunların kendilerine yapılanı unutup bugün daha fazlasını mazlum insanlara yaptıklarının görüldüğüne dikkat çekti.

"Siyonistlerin rahat bir tavır sergilemelerinin en önemli etkeni dünyanın soykırım ve katliam karşısında sessizliğidir"

Çapan, "Hakikaten 5 aydan fazladır Gazze'de, Filistin'de yaşananlar ve tam bitecek dediğimiz anda gerçekleşen saldırılarda maalesef şiddeti de artmaktadır. siyonist işgal rejimi Müslümanlara baskısını, eziyetini, düşmanlığını açıkça şiddetlendirerek sürdürmektedir. siyonistlerin rahat bir tavır sergilemelerinin en önemli etkeni dünyanın soykırım ve katliam karşısında sessizliği ve inisiyatif almamasıdır. Bu durum onları cesaretli hale getiriyor. Eğer Gazze'de, Filistin'de öldürülenler Müslümanlar değil de şayet Hristiyan, Yahudi, Budist olsalardı dünya bugün çok farklı bir tavır sergileyecekti. O zulmü ve katliamı bitirmek için var güçleriyle çalışacaklardı." dedi.

"Dünyanın çifte standart uygulamasını kınıyoruz"

Mazlum gözüyle bakılan Yahudilerin esasında en büyük zalimlerden olduğunu belirten Çapan, "Hitler zamanında Almanya'da birkaç bin tane Yahudinin öldürülmesiyle neticelenen bir soykırımdan sonra -ki soykırım olup olmadığı da şüpheli- buna rağmen üzerinden on yıllar geçtiği halde gündeme taşınıyor ve hala adeta Yahudilere mazlum gözlüyle bakılıyor idi. Bugün ortaya çıkan tabloya baktığımız zaman mazlum gözüyle görülen insanlar aslında en büyük zalim olduklarını ve bunların kendilerine yapılanı unutup bugün daha fazlasını mazlum insanlara yaptıklarını görüyoruz. Dünyanın da bu çifte standart uygulamasını da aynı zamanda kınıyoruz." diye konuştu.

"siyonist işgal rejimi bugün nereyi güvenli gösterirse göstersin onların hiçbir sözüne güven olmuyor"

Çapan, Refah Sınır Kapısına yönelik saldırılar ile ilgili şunları söyledi:

"Gazze'de 5 aydan fazladır devam eden katliamdan sonra özellikle bugünlerde Refah Sınır Kapısına yaklaşan, orada bir nebze rahatlamak isteyen, yardımlara kolay ulaşabilmek için o kapıya sığınılıyordu. Yeteri kadar yardım gidememesine, kontrollü bir şekilde yardımların gitmesine izin verilmesine rağmen Müslümanlar azıcık da olsa rahatlayabilme adına Refah Sınır Kapısında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Böyle bir ortam ve böyle bir zeminde işgalci siyonist rejim milyondan fazla Müslümanın hayat hakkını yok edercesine kapının kontrolünü ele geçirdi. Yardımların girişini tamamen engelledi. Sonra da oraya bombalarla, uçaklarla katliam yapmaya başladı. Bütün dünyada bizler de seyrediyoruz; içimiz acıyor, yüreğimiz parçalanıyor. Oraya uzanamamanın, bir şey yapamamanın, mukavemet gösterememenin zayıflığını ve üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu noktada şunu anlıyoruz ki siyonist işgal rejimi bugün nereyi güvenli gösterirse biliyoruz ki onların hiçbir sözüne güven olmuyor. Hiçbir şekilde güven vermiyorlar. Yaşanılan katliam, yaşanan soykırım da bunun en büyük göstergesi. Bugün siyonistler kime destek, güvence veriyorlarsa o güvence verdikleri kimseler de sakın siyonistlere güvenmesin çünkü neresi için güvenli dedilerse orayı güvensiz hale getirip bombadırmana tabi tuttular. Refah'ta yaşanan tam da bu."

"siyonist işgal rejiminin kuvvetlenmesine sebep olacak ürünlerini almayalım"

Boykot çağrısında bulunan Çapan, "Bizler Müslümanlar olarak belki oraya uzanamıyoruz ama mazlumdan yana olan Müslümanlar olarak siyonist işgal rejiminin kuvvetlenmesine sebep olacak ürünlerini almayacağız. Onlara boykot uygulayacağız. Ne olursa olsun hangi ihtiyaç maddelerimiz varsa eğer bunun menşei siyonistlere dayanıyorsa, kâr etmesine, güçlenmesine sebep oluyorsa o zaman boykot edeceğiz. Hazlarımızı tatmin etmek için değil düşüncelerimizi, zevklerimizi tatmin etmek için değil Rabbimizin emirlerini yerine getirmek için mazlumdan yana tavır almak için zalime karşı duruşumuzu ortaya koymak için boykotu eksiksiz ve sağlam bir şekilde uygulayacağız ki hiç olmazsa tarafımızı belli edelim." ifadelerini kullandı.

"Gazze, Filistin meselesi bizim için coğrafi bir mesele değil imani bir meseledir"

Gazze meselesinin coğrafi bir mesele değil imani bir mesele olduğunu anımsatan Çapan, "Üzülerek ifade edeyim; bugün Şanlıurfa'da hangi markete gidersek gidelim, hangi gross markete gidersek gidelim o marketlerde halen siyonistlerin, katillerin, soykırımcıların, işgal rejiminin ve onları destekleyenlerin ürünlerinin, markalarının çok rahatlıkla satıldığını ve Müslümanların da sözüm ona maalesef alıp onları evlerine götürdüklerine, yediklerine, içtiklerine şahit oluyoruz. Bu durum bizi hakikaten çok üzüyor. Peygamberler Şehri, Hazreti İbrahim'in memleketinde bu konuya biraz daha fazla duyarlı olmak, hassas olmak zorundayız. Gazze, Filistin meselesi bizim için coğrafi bir mesele değil imani bir meseledir." şeklinde konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha