Malatya'da görevli Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, aşıların çeşidi, aşının önemi, yan etkileri, toplumda aşı ile ilgili oluşan ön yargı, aşı yapılmadığı zaman meydana gelecek tehlikeler, kimlerin büyük merkezlerde aşıların takibinin yapılması gerektiği ile aşının koruyucu hekimlikte önemi ile ilgili İLKHA muhabirine açıklamalarda bulundu.

"Aşılar ile beraber geçmişte görülen bazı hastalıklar, toplumlardan silinmiştir"

Aşının önemine değinen Dr. Zengin, "Aşı; hastalıklar bize bulaşmadan, vücudumuzun hastalıkları tanımasını sağlayan ve böylece o hastalığın yayılmasını engelleyen önemli bir bilimsel gelişmedir. Bu aşılar ile beraber geçmişte görülen bazı hastalıklar, toplumlardan silinmiştir. Örneğin çocuk felci aşısı, çiçek aşısı ve kızamık aşısı gibi. Bunlar ile beraber bu hastalıklar artık toplumda görülmemeye başlanmıştır. Bazen tabii ki nadiren kızamık göründüğü oluyor. Bu da farklı ülkelerde insanların Türkiye'ye gelmesi, mülteci durumuyla beraber o zaman yine tekrar aşılama programlarıyla bunlar yine toplumdan temizlenmektedir" ifadelerini kullandı.

"Aşıların yan etkileri olabiliyor ancak endişe verici yan etkiler değildir"

Dr. Fuat Zengin

Aşıların yan etkilerinin olabildiğini ancak yan etkilerin hafif düzeyde seyrettiğini belirten Dr. Zengin, "Bu yan etkiler çok basit yan etkiler olarak kabul edilmektedir. Bunlar, aşı bölgesinde ağrı, şişlik, kızarıklık, hafif ateş, aşıların çeşidine göre değişebilmektedir. Canlı ve cansız aşılar şeklinde iki çeşit aşı grubu uygulanabilmektedir. Yani daha çok canlı aşılarda biraz daha ateş görülme ihtimali olduğu belirtilmektedir. Bu da endişe verici yan etkiler değildir" dedi.

"Virüs parçacıkları vücutta bir bellek oluşturur"

Dr. Zengin, "Aşı; virüs parçacıklarının, vücuda tanıtan birtakım kısımlarının enjekte edilmesiyle vücudun bu virüsü tanıması şeklinde bir mantığa dayanıyor. Virüs parçacıkları vücutta bir bellek oluşturur. Ne zaman ki o hastalığı oluşturan aşı vücuda bulaştığı zaman direk bu aşıyla ilgili genel bilgileri vücut bildiği için hemen savunma sistemi devreye girer ve aşı sayesinde virüslerin vücudumuza zarar vermesi engellenmiş olur. Bu açıdan bu bellek kısmı çok önemli" diye dikkat çekti.

"Toplumda aşılarla ilgili yanlış bir algı söz konusu"

Toplumda maalesef aşılarla ilgili yanlış bilgilendirmelerin, yanlış yönlendirmelerin söz konusu olabildiğini ifade eden Zengin, şöyle devam etti:

"İnsanlar bazı ön yargılarıyla bilmeden aşı karşıtlığı şeklinde birtakım davranışlar gösterebilmektedirler. Ama aşının faydası, bilimsel açıdan, insan sağlığı, çocuk sağlığı için önemi kanıtlanmış durumdadır. Hafif düzeydeki yan etkiler, aşının faydaları yanında göz ardı edilebilecek düzeydedir."

"Aşılar yapılmadığında çok ciddi tehlike arz etmektedir!"

Aşı yapılmadığı zaman meydana gelebilecek tehlikelere değinen Zengin, "Farz edelim siz çocuğunuzu aşı yapmadınız. Çocuğunuz o aşıyla ilgili olan hastalıklardan korunmuş olmayacağı için o hastalığı taşıyan bir insan ile temasında ya da bir kan alma durumunda ya da vücudundaki bir keside bu virüs eğer vücuduna bulaşırsa çok ciddi problemlere sebep olabilir. Farz edelim hepatit aşısı yapmadınız. Hepatit virüsü bulaştığı zaman Hepatit B için söylüyorum. Ne olur? Hepatit B çok ciddi bir kronik hastalık vücudunuza bulaşabiliyor. Ya da Tetanoz aşısı yapmadınız diyelim. Herhangi bir kesi de Tetanoz ile ilgili virüs bulaştığı zaman o kaslarla ilgili ciddi bir hastalığa sebep olabilir. Farz edelim çocuk felci aşısı yapılmadı. Çocuk felci çok ciddi bir probleme sebep olabilecek bir tehlike arz etmektedir. O açıdan biz aşıların yapılmasını öneriyoruz" diye konuştu.

"Koruyucu hekimliğin ilk basamağı aşıdır"

Birtakım alerjik yapısı olan bebeklerimizin, çocuklarımızın aşılarının daha büyük merkezlerde kontrollü bir şekilde, yani eğer alerji gelişme durumu oluşursa hemen müdahale edilebilsin diye o merkezlere yönlendiriyoruz. O açıdan aşının her halükarda yapılması önceliğimizdir. Halk sağlığı açısından da koruyucu hekimlik açısından da zaten hastalık olmadan hastalıklara karşı önlem almak aslında tıbbın temelini oluşturuyor. Buna da koruyucu hekimlik deniyor. Bu açıdan da koruyucu hekimliğin ilk basamağı aşıdır. Bunu da vurgulamak istiyorum" dedi. (İLKHA)

Kaynak: ilkha